Türkiye, AİHM kararına bir kez daha itiraz etti.
Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve pek çok siyasetçi, Kobani davası gerekçe gösterilerek yıllardır hukuksuz biçimde cezaevlerinde tutsak ediliyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, tutukluluğunun “hak ihlali” olduğuna karar verdiği Demirtaş, AİHM’in Türkiye’ye verdiği sürenin 8 Ekim günü yani bugün dolmasına rağmen cezaevinde tutulmaya devam ediyor. Siyasi iktidarın yargı eliyle demokratik zeminleri yok etme çabasının bir başka örneği olan bu durum derhal sona ermeli, AİHM kararları uygulanmalıdır. Selahattin Demirtaş, Can Atalay ve hukuksuz kararlarla mahkum edilmiş tüm siyasi tutsaklar derhal serbest bırakılmalıdır.
Tam da Kürt meselesinde çözüm için adımların atıldığı ve Meclis komisyonu aracılığıyla görüşmelerin devam ettiği böylesine bir süreçte, yalnızca AİHM kararlarının uygulanması bile halklar için önemli bir umut yaratacaktır. İçerisinde bulunduğumuz bu baskı rejiminin temelini oluşturan güvenlikçi politikaların terk edilmesi, bu süreçte elzemdir. Demokratik siyasetin alanını genişletmek için, Kürt halkının barış mücadelesini tüm yönleriyle ortaya koyabilecek siyasetçilerin cezaevinde değil özgür biçimde bu siyaseti yürütmesi ve muhatap alınması büyük önem taşıyor. Böyle bir adım, Kürt meselesinin bundan böyle meşru siyaset zemininde konuşulacağını göstermesi bakımından da önem taşıyacaktır. Barış ve Kürt halkının eşit yurttaşlığı yolunda, seçilmiş iradenin gasp edilmesi uygulamalarından vazgeçileceğini de gösterecektir.
Kürt sorununun çözümü için, barışın ülkedeki tüm halkların ortak kazanımı olabilmesi için mücadelemizi sürdüreceğiz. Tüm toplumsal kesimleri barış, demokrasi ve özgürlükler için adımların atılması gerekliliğini savunmaya davet ediyoruz. Gerçek, kalıcı bir barışın ve halkların eşit yaşamasının ancak tüm toplumun ortak iradesi ve kararlı mücadelesinin eseri olacağını bir kez daha ifade ediyoruz.