HAZİNE VE MALİYE BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK’E AÇIK MEKTUP

Sayın Mehmet Şimşek, ülkemizdeki emekçilerin yarısından çoğunu yakından ilgilendiren 2025 yılı asgari ücret zammının belirleneceği kritik süreçten geçmekteyiz. Bu mektubu, üreten ve emeğiyle geçinen milyonlarca emekçinin duygu ve düşüncelerini size aktarmak üzere kaleme alıyorum. Bugün asgari ücret, bir çalışanın temel yaşam giderlerini dahi karşılamaktan uzak, açlık sınırının altına düşmüş bir seviyededir. Halbuki milyonlarca emekçinin yaşam standardını göz önünde bulundurduğumuzda konuşmamız gereken açlık sınırının altında yaşamaya çalışmak değil, refah sınırının da üstüne çıkmak olmalıdır.


Sayın Şimşek, ekonomi programınızda, dezenflasyonun öncelikli hedefiniz olduğunu sıkça dile getiriyorsunuz. Fiyat istikrarı olmadan, enflasyonu tek haneye düşürmeden kalıcı refahın mümkün olmadığına dikkat çekiyorsunuz. Ancak, 2024 yılı Ocak ayından bu yana “enflasyonu kontrol altına almak” gerekçesiyle asgari ücrete zam yapılmamasına rağmen enflasyon artmaya devam etti. Geçmişte de, 2004, 2016 ve 2019 yıllarında asgari ücrete yüksek bir artış yapılmasına rağmen, enflasyonun düşük olduğu tespit edildi. Şu aşamada ise, ücretler açlık sınırının altında. Emekçiler refah içinde bir yaşam sürmekten giderek uzaklaşıyor. Hedeflediğiniz gibi kalıcı refahın sağlanması, sade vatandaşın cebinden kısarak yapılan kamuda tasarruf tedbirleri ile değil ancak ücretlerin ekonomik büyümeden payını almasıyla mümkün olur.

Sayın Şimşek, Orta Vadeli Program’ın (OVP) nihai hedefinin sürdürülebilir yüksek büyüme ve daha adil gelir dağılımı olduğuna dikkat çekiyorsunuz. Bugün Türkiye, dünyanın en büyük 17. ekonomisi olsa da gelir dağılımındaki adaletsizlik her geçen gün daha da derinleşmektedir. Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’nın (GSYH) yıllar içinde nasıl arttığı ancak emeğin bu artıştan pay alamadığı ortadadır. 1974 yılında asgari ücret, kişi başına GGYH’nin yüzde 81’ine karşılık geliyordu. Bugün bu oran yüzde 47’ye düşmüştür. Türkiye’nin orta gelirli ülkeler grubundan çıkıp, yüksek gelirli ülkeler grubuna girdiğini bizzat siz söylediniz. Bunu gerçekleştirebilen bir ülkede, emekçilerin ürettiği zenginlikten payını alması gerekir. Sayın Bakan, asgari ücret zammını tespit sürecine dair “Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz” açıklamasında bulundunuz. Ancak, çalışanların ekonomik büyümeden pay almadığı mevcut durumda bu sözleriniz ikna edici değil.

Sayın Şimşek, emekçilerin kalıcı refahını sağlamak için atılacak adım açıktır. Asgari ücret kişi başına düşen milli gelire göre hesaplanmalıdır. Türkiye, GSYH’sine göre dünyanın en büyük 17. ekonomisi konumundadır. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda, 2025 yılında GSYH’nin 1,8 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Emekçiler, yarattığı ekonomik büyümeden hakkı olan payı almalıdır. Buna bağlı olarak, asgari ücret 50.000 TL olmalıdır. Sürdürülebilir ekonomik büyüme hedefinizin kalıcı refah artışı hedefiyle el ele gitmesi ancak böyle mümkün olacaktır. 

Dezenflasyon hedeflerinizi gerçekleştirmek için üzerine düşen vazifeyi yapması gereken kesim emekçiler değil, sermaye sahipleri olmalıdır. Ekonominin yanlış yönetilmesinin sonuçları emekçilerin üzerine yıkılmamalıdır. O nedenle sizi asgari ücretin 50.000 TL’ye yükseltilmesi üzere; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşme yapmaya davet ediyorum.

HAKAN ÖZTÜRK 

EMEKÇİ HAREKET PARTİSİ GENEL BAŞKANI

Daha Sonra