Sayın Fatih Karahan, milyonlarca emekçinin yaşamını derinden etkileyen, asgari ücret artışının belirlenmesi aşamasındayız. Bugün açlık sınırının altında kalan asgari ücret, tek bir kirayı dahi karşılamaktan uzak ve sefalet ücreti haline gelmiş durumda. Bu koşullarda yaşamaya mahkûm edilen milyonların sesi olarak bu mektubu kaleme alıyorum. Asgari ücretin enflasyon karşısında eriyip gitmesi ve bunun gelir dağılımı bozukluğunu daha da kötü hale getirmesi, büyük bir haksızlıktır.
Sayın Karahan, 2024’ün Dördüncü Çeyrek Enflasyon Raporu toplantısında, “Biz karar verici değiliz, asgari ücret tespit kurulunun bir tarafı olmadığımız gibi resmi ya da gayri resmi herhangi bir tavsiyede bulunmuyoruz” diyerek asgari ücret zammına ilişkin size yöneltilen sorulardan kaçındınız. Ancak Washington’da yabancı yatırımcılarla yaptığınız görüşmelerde, “Asgari ücrete 2025 enflasyon görünümüyle uyumlu olacak şekilde %25’ten fazla zam yapılmayacak” taahhüdünde bulunduğunuzu öğrendik. Bunu yaparak yabancı yatırımcıların çıkarlarını gözetirken, bu ülkenin milyonlarca emekçisinin normal bir ücret almasını engellemiş oluyorsunuz. Üstelik, yerli iş insanlarıyla yaptığınız toplantıda, “Asgari ücret konusundaki taleplerinizi açıkça dile getirin” diyerek patronları asgari ücret pazarlığında cesaretlendirdiniz. Bu sizin iddia ettiğiniz tarafsızlık anlayışınıza uygun değil.
Sayın Karahan, bir başka sözünüzde “Yüksek enflasyon ortamında ücretler erir. Bizim yapmamız gereken enflasyonu kalıcı şekilde düşürmek ve istikrarı sağlamak” diyerek politikalarınızın akılcı olduğunu anlatmak eğilimindesiniz. Ancak milyonlarca emekçinin farkında olduğu bir gerçeği görmezden geliyorsunuz. Enflasyonun sorumlusu emekçinin ücreti değil. Açlık sınırındaki asgari ücret, enflasyon yaratıyor olamaz. Asgari ücretteki artışın önü, hedeflenen enflasyon dikkate alınacak denilerek kapatılıyor. Enflasyonla mücadele denilerek asgari ücret artışı düşük tutulmak isteniyor ve yüzde 25-30 civarında bir artıştan söz ediliyor. 2024 yıl sonu enflasyon hedefi yüzde 44 olarak belirlenmişken ve bu hedefin bile tutmayacağı ortadayken, gerçekleşen enflasyonun altında bir artış kabul edilemez.
Sayın Karahan, yüksek enflasyon ücretlerin alım gücünü düşürüyor; doların yükselmesi ülkemizin parasının değerini düşürüyor. Bunların sonucunda emekçilerin hayat standardı açlık sınırının altına düşüyor. O nedenle asgari ücretin artışında hedeflenen enflasyon değil, hedeflenen GSYH dikkate alınmalıdır. Türkiye, GSYH’sine göre dünyanın en büyük 17. ekonomisi. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda, 2025 yılında GSYH’nin 1,8 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Ekonomik büyümeden payını almak emekçinin hakkıdır. Buna bağlı olarak, asgari ücret 50.000 TL olmalıdır.
Sizin sorumluluk göstermeniz gereken taraf yatırımcılar değil, bu ülkenin emekçileridir.
O nedenle sizi asgari ücretin 50.000 TL’ye yükseltilmesi üzere; Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşme yapmaya davet ediyorum.
HAKAN ÖZTÜRK
EMEKÇİ HAREKET PARTİSİ GENEL BAŞKANI